Sesu’dan yazın en pürüzsüz plot twisti: Seda & Sude

Bu ikiliyi aynı karede görmek pek de beklenmedik bir buluşma: Bir yanda yılların deneyimiyle güçlü bir figür haline gelen Seda Sayan, diğer yanda genç kuşağın enerjisini ve özgüvenini temsil eden Sude Belkıs. İlk bakışta dikkat çeken bu birliktelik, sadece bir sürpriz değil; Sesu’nun marka hikayesini yeniden yorumlama stratejisinin bir parçası.
Sesu’nun adı, iki girişimci kız kardeş Selma ve Suzan’dan geliyor. Yani “Se–Su” ifadesi doğduğu günden bu yana markanın kimliğinin içinde. Bu kökler, yıllar sonra yeniden gündeme getirilerek bugünün reklam sahnesinde farklı bir kurguya dönüştürülüyor. Markanın geçmişine sahip çıkarken geleceğe seslenmesi bu kampanyanın temel gücünü oluşturuyor.
Kampanyanın öne çıkan anı Seda Sayan’ın söylediği şu cümleyle geliyor:
“Ben Sesu kadınıyım.”
Bu ifade, markayla kurulan uzun soluklu bağın altını çizerken; Sude’nin genç enerjisi aynı mirası bugünün diline taşıyor. İkisinin bir araya gelmesi, aslında geçmişle geleceğin yan yana konumlandırıldığı dengeli bir sahne yaratıyor.
Sonuç olarak bu kampanya yalnızca bir reklam filmi değil; Sesu’nun marka mirasını güncel bir bakış açısıyla ele aldığı, isim kökeninden yola çıkarak hikayesini yeniden anlattığı bir stratejik çalışma.
Kısacası, Sesu yalnızca bir marka değil, kökleriyle ve bugünkü yorumu arasındaki bağla var olan bir kültür.
Kampanya künyesi
- Reklamveren: Kopaş Kozmetik (Sesu Ağda)
- Reklamveren Temsilcileri: Neslihan Karaağaç, Melike Ece Aras, Ezgi Akgün, Süleyman Ersin, Başak Kaptan
- Sesu Kreatif Ekibi: Sibel Deniz, Orhun Çakmak, Ceren Üstünel