Sahte diplomacıların oyunu ortaya çıktı: Okulunu donduran kişilere yönelmişler! – Son Dakika Siyaset Haberleri

Kamu kurumu yöneticilerinin e-imzasını kopyalayarak sahte diploma ve sürücü belgesi düzenlediği tespit edilen 134 kişi hakkında “Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Başkanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’a muhalefet”, “elektronik sertifikalarda sahtekârlık”, “sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” ve “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçlarından Mayıs ayında dava açılmıştı.

İkinci iddianamede yer alan 65 kişinin de davaya dahil edilmesiyle birlikte sanık sayısı 199’a çıkmıştı. Davanın ikinci duruşması dün Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

‘SİYASETÇİ OLDUĞUM İÇİN KOMPLO KURULDU’

Tutuksuz yargılanan sanıklardan Osman Kürşat Mert, Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği diploması oluşturulduğu iddiasına karşılık, suçlamayı kabul etmediğini, kimseden böyle bir istekte bulunmadığını ve kimin yaptığını bilmediğini söyledi.

Bir diğer tutuksuz yargılanan Nizam-ı Cedid Derneği Genel Başkanı Nizam Perk, Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği programından lisans mezuniyet kaydı oluşturulduğuna yönelik savunmasında, “Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum. Ben hiç kimseden yasa dışı mezuniyet kaydı talebinde bulunmadım. Bu olayla bir ilgim yoktur. Siyasetçi olduğum için tarafıma siyasi komplo kurulduğu kanaatindeyim. Mezuniyet kaydı ile ilgili meslekle bağlantılı herhangi bir faaliyette bulunmadım. Mezuniyet kaydımın bir buçuk yıl önce oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Herhangi bir mesleki örgüte de kayıt olmadım” ifadelerini kullandı.

‘KAYDIMI SİLDİRDİM, NOT YÜKSELTMEYE İHTİYACIM YOK’

Tutuksuz yargılanan sanıklardan biri olan Doğukan Fırat Özyürek’in ifadesi de dikkat çekti.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği’nde sahte e-imza kullanarak not yükselttiği iddiasına yönelik savunma yapan Özyürek, “Suçlamayı kabul etmiyorum. Ben bir süre Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde öğrenci oldum ancak daha sonra kendi isteğimle oradan ayrıldım. Öğrenci kaydımı da sildirdim. Daha sonra yeniden üniversite sınavına girip Ankara Üniversitesi’nde psikoloji bölümünü bitirip psikolog oldum. Notumun değiştirilmesiyle bir ilgim yoktur, kimseye talepte bulunmadım. Not yükseltmeye ihtiyacım da yoktur. Ayrıca, bu olay nedeniyle kişisel verilerimin ele geçirilip kullanılmasından dolayı avukatım aracılığıyla yasal mercilere şikayette bulundum” dedi.

Özyürek’in avukatı da, “Dosyada müvekkilimle birlikte Yıldız Teknik Üniversitesi’nden sanık olarak yargılanan toplam 5 kişi vardır. Bu kişiler de okulla ilişiğini kesmiş olan kişilerdir. Bazı kişiler hakkında yapılan tespitlerden anlaşılacağı üzere ölen ya da üniversite kaydı sildirilen kişilerin notları yükseltilerek bir üçüncü kişiye mezuniyet kaydı oluşturmak için ön çalışmalar yapılmış olabilir. Müvekkilimizin hiçbir menfaati bulunmamaktadır” diye konuştu.

HERKESE ŞİFRESİNİ VERİYORMUŞ

Tutuksuz yargılanan sanıklardan Abdullah Doğan, şahsına ait internet aboneliği aracılığıyla sahte e-imza kullanarak Atatürk Üniversitesi’nin bilişim sistemine girerek işlem yaptığı iddiasıyla yargılanıyor.

Doğan, iddiaya yönelik savunmasında “Ziya Kadiroğlu (tutuklu yargılanan sanıklardan) benim arkadaşımdır. Kendisi benim evimde 2 kez birer gece misafir olarak kaldı. Atatürk Üniversitesi’nin bilişim sistemine kendisi evimde misafir olarak kalırken benim aboneliğim üzerinden girmiş olabilir. Evimde misafir olan herkese internet giriş şifresini vermekteyim. Belirtilen üniversitenin bilişim sistemine ben girmedim” dedi.

Tutuksuz yargılanan bir diğer sanık Mehmet Üveyir’in ise Atatürk Üniversitesi’nden hakkındaki sahte işletme diplomasına ilişkin savunma alındı. Üveyir, “Anavatan Partisi Adana İl Başkanı’yım. Adıma sahte diploma kaydı oluşturulduğundan da partiye kayıt için başlatılan soruşturma sürecinde haberim oldu. Ben mobilyacıyım, sahte diplomadan bir menfaatim yoktur” dedi.

‘HAYATIN NORMAL AKIŞINA UYGUN DEĞİLDİR’

Tutuklu sanıklardan Ziya Kadiroğlu, “Ben, savunmaya yönelik mahkemenize Atatürk ve İnönü Üniversitesi ile ilgili eylemler bakımından dilekçe göndermiştim. O dilekçemi aynen tekrar ediyorum. Bu üniversitelerde yapılan bazı eylemlerde aracılık yapmıştım. Diğer üniversiteler yönünde hakkımda yapılan suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

Bir diğer tutuklu sanık Mıhyeddin Yakışır ise, önceki savunmasını tekrarlayarak “Ayhan Ateş tarafından bu suça sürüklendim. Beni kandırarak onlara olan güvenimi kötüye kullanıp bu olaylara bulaştırdılar. Bu durumdan pişmanım. 10 aydır tutukluyum. Adli sicil kaydım da temizdir. Tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanıklardan Gökay Celil Gülen ise, “Sistemlere kendi faturalı hattım ile giriş yaptığım görünmektedir. Böyle bir şey olsa, kendi faturalı hattımla sisteme girmem. Sadece hakkımda Eyüp Yirmili isimli kişini sahte mezuniyet oluşturduğum hakkında iddiası vardır. Kendisi CV’sine girmesi için sahte mezuniyet kaydı oluşturduğunu beyan etmiştir. Bu kişi benim firmamda çalışanımdı. Kendi firmamda çalışan birinin başka bir işe girmesi bakımından ona sahte diploma oluşturmam hayatın normal akışına uygun değildir. Teknik anlamda yardımcı olduğum iddia edilmekteyse de ben zaten bilgisayar işiyle uğraşan bir firma sahibi olduğum için ücreti ve faturası karşılığında bilişim konusunda talepte bulunanların donanımsal ve kurulum bakımından faaliyet gereği işlerini yapmaktayım. İddianamede belirtilen suçların hiçbirini kabul etmiyorum” diye konuştu.

‘MİT PERSONELİYİM DİYEREK GÜVEN SAĞLADI’

Tutuklu olarak yargılanan Yalçın Maraşlı da, “Ayhan Ateş ile tanıştım, böyle oldu. MİT personeli olduğunu söyleyerek güven sağladı. Zamanla E-imza çıkartmamı istedi. E-Devlet şifremi istedi. Ayhan Ateş’in talebi üzerine cep telefonumdaki mobil interneti açtım. İnternet bağlantımı kullanarak herhangi bir üniversitenin bilişim sistemine girmiş değilim” savunmasını yaptı.

6 Şubat depremlerinde yaşamını yitiren avukatların diplomalarının kullanılması nedeniyle katılma talebinde bulunan Kahramanmaraş Barosu ve Türkiye Barolar Birliği’nin katılma talebi suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedildi.

Duruşma sonucunda tutuklu 5 sanık Ziya Kadiroğlu, Mıhyeddin Yakışır, Taner Dağhan, Yalçın Maraşlı ve Gökay Celal Gülen’nin tahliyesine karar verildi. Bir sonraki duruşma, 16 Ocak 2026’da saat 10.00’da görülecek.

Başa dön tuşu
Haber Bugün