Kaygılı bağlanmayla mücadele etmenin 4 yolu

İlişkilerinizde sürekli terk edilme korkusu yaşıyor ve partnerinizden onay bekliyorsanız, kaygılı bağlanma stiline sahip olabilirsiniz. Uzmanlar, bu bağlanma tarzını sağlıklı bir versiyona dönüştürebilmek için izlenmesi gereken bazı yollar olduğunu ifade ediyor.

Verywell Mind’da yer alan habere göre bağlanma teorisi, ilişkilerdeki davranış kalıplarımızı anlamamıza yardımcı olan bir çerçeve sunar. Çocukluk döneminde, stres karşısında bakımverenlere yönelme ihtiyacı gelişkindir. Bu ihtiyaç, tutarlı ve duyarlı şekilde karşılandığında kişi güvenli bağlanma stiline sahip olur.
Ancak tutarsız bakım verenlerle büyüyen bireyler, genellikle kaygılı bağlanma çalıştırırlar. Bu kişiler için dünya güvenli bir yer gibi görünmez, ihtiyaçlarının karşılanacağına dair inançları zayıftır ve reddedilme kaygıları yüksektir.Kaygılı bağlanmanın en belirgin işaretlerinden biri, partnerin ruh hali değişimlerine aşırı duyarlılıktır. Çocukken talepleri önemsenmeyen biri, ihtiyaçlarının “fazla” olduğunu düşünerek onları bastırabilir. Bu döngüyü kırmak için ise mutlaka açık iletişim kurmak gerekir.Araştırmalar, olumsuz düşünce kalıplarının (bilişsel çarpıtmalar) bireyin öz algısını negatif yönde etkileyebileceğini gösteriyor. Talihsiz deneyimlerle sık sık karşılaşan kişinin beyninde, “zihin okuma” ve “felaketi çağırma” gibi durumlar ortaya çıkabiliyor.Kaygılı bağlanmaya sahip bireyler, genellikle duygusal yakınlıktan kaçınan kişilere çekilir. Bu durum, “takip eden” ve “kaçan” ilişki dinamiğine neden olur. Sürekli duygusal yakınlık arayan kişi terk edilme korkusu yaşarken, karşı taraf bu yakınlığı tehdit olarak algılayıp uzaklaşır. Böylece döngü, iki tarafın da en büyük korkularını pekiştirir.Uzmanlar, kaygılı bağlanma stilini dönüştürmenin 4 yolla mümkün olabileceğini ifade ediyor:KENDİNİZİ TANIMAYA ÇALIŞIN
İlişkilerde neden böyle davrandığınızı anlamıyor olabilirsiniz. Partnerinizin bir davranışı sizi rahatsız ettiğinde, otomatik tepki vermeden önce bir adım geri çekilip düşünmeyi deneyin. “Bu hislerin altında ne var?” sorusunu kendinize sormak, kaygının kökenine dair ciddi ipuçları verebilir.
PROFESYONEL DESTEK ALIN
İlişkilerde sürekli benzer sorunları yaşıyorsanız bir terapistten destek almanız gerekebilir. Terapi, çocuklukta yaşanmış ve bugünkü bağlanma biçiminizi şekillendiren deneyimlerle yüzleşmenizi sağlar. Terapistiniz tetikleyicileri tanımlamanıza ve tepkilerinizin ne zaman işlevsiz hale geldiğini fark etmenize yardımcı olabilir.
SAĞLIKLI DAVRANIŞ KALIPLARI GELİŞTİRİN
Terapi sürecinde, sorunlu tepkiler yerine daha yapıcı davranış biçimleri geliştirebilirsiniz. Özellikle çatışmalar karşısında daha dengeli tepkiler vermeniz mümkündür.GÜVENLİ BAĞLANAN KİŞİLERLE İLETİŞİM KURUN
Kaygılı bağlanan bireyler için güvenli bağlanma stiline sahip bir partnerle ilişki kurmak başlangıçta rahatsız edici gelebilir. Ancak bu tür ilişkiler, sağlıklı bir ilişkinin nasıl hissettirdiğini görmenizi sağlar.WebMD’de yer alan habere göre, kaygı yükseldiğinde, aşağıdaki yöntemleri uygulayarak anlık rahatlama sağlayabilirsiniz:

Derin nefes egzersizleri yapın.
Yoga ya da başka bir spor dalına yönelin.
Doğada yürüyüşe çıkın, özellikle orman gibi sakinleştirici ortamlarda bulunmaya gayret edin.
Sevdiğiniz bir müziği açın, masaj yaptırın ya da size iyi gelen bir aktiviteyle kendinizi şımartın.
Olumlu cümlelerle kendinizi motive edin.
Yaratıcı faaliyetlere yönelin. Resim yapmak ya da günlük tutmak gibi duygularınızı ifade edebileceğiniz alanlar oluşturun.Kaygılı bağlanma stili zamanla değişebilir ve iyileşebilir. Psikoloji literatüründe bu durum “kazanılmış güvenli bağlanma” (earned secure attachment) olarak adlandırılır. Yani kişi, çocuklukta güvenli bağlanma geliştirememiş olsa bile, yetişkinlikte farkındalık ve psikolojik destekle daha dengeli bir bağlanma tarzına sahip olabilir.

Başa dön tuşu
Haber Bugün