Annelerin çocuklarının gelişimindeki rolü, sorumluluğu çok büyük. Çoğumuz hatta belki hepimiz zaman zaman bu büyük sorumluluğun altında ezildiğimizi, bu kadar yükü kaldıramadığımızı hissediyoruz. Kendimizi sorguluyoruz, suçluyoruz, yetersiz hissediyoruz. Bu duygularla nasıl başa çıkacağımızı ayrı bir yazıda ele alacağım.
Öncelikle bize kendimizi suçlu hissettiren başlıklar neler? “En çok hangi alanlarda bu duyguyu hissediyoruz” diye düşündüm. Eminim sizin aklınıza bundan çok daha fazlası gelecektir. Onları da bizlerle paylaşırsanız çok sevinirim.
Her şeye yetişemiyorum: Anne olarak çok fazla şeyi bir arada yapmaya çalışıyorsun. Evin işleri, belki ofis işleri, projeler, toplantılar, sosyal ilişkiler, çocuklar, eşin, aile büyükleri, kültürel etkinlikler, kitap okumak vs vs.. Bu kendini fazla zorlama, “her yere, her şeye yetişmem gerek” hissiyatı sıkışmışlık, yetersizlik duygularını ortaya çıkarıyor. Bu durumda birinin can simidi atıp bize yardım eli uzatmasını istiyoruz; ama belki de bunu dile getirmiyoruz. Boğulma hissimiz giderek artıyor.
Çocuğuma sinirleniyorum: Hep doğru cevapları doğru sözcüklerle sakince vermeye çalışsan da bazen öyle bir noktaya gelirsin ki; “yeter artık” diye bağırırken bulabilirsin kendini. Ya da cevap verdiğin halde çocuktan aynı soruyu otuzuncu kez duyduğunda ona gıcık olabilirsin. Kimi zaman gıcık olasın gelir, kimi zaman gelmez. Sorun değil insansın. Tüm duygular insanlar için.
İşe dönmek mi? Dönmemek mi?: Gerçek şu ki; neyi seçersen seç sorgulamaya devam edeceksin. Dönsen “çocuğumun gelişimini mi kaçırıyorum?” diye soracaksın, dönmeyip evde kalsan çocuğa nasıl bir örnek teşkil ettiğini sorgulayacaksın. Her iki şekilde de kendini suçladığın yetmiyormuş gibi bir de çevrenden yargılama cümleleri duyacaksın. “Evde oturmak için mi okudun bu kadar?” “Çocuğun sana ihtiyacı var, sen evde değilsin” vs… En doğru kararı sen vereceksin.
Çocuğumu ultra sağlıklı beslemiyorum: Sosyal medya çocuğunu sadece ama sadece organik, %100 doğal, sıfır rafine şekerle büyüten annelerle dolu. Senin evinde farklı kuralların olabilir. Sağlıklı beslenme tabii ki önemli; ama kendini diğerleriyle kıyaslayıp eksik hissetmeden önce elinden gelenin en iyisini yaptığını hatırla. Dün gece akşam yemeğinde kek yemesine izin verdiysen dünyanın sonu değil.
Annelikten sıkıldım: Annelik canın sıkılınca vazgeçebileceğin bir sorumluluk değil; niçin bundan kimse yeterince bahsetmiyor? Anne olmak tabii ki muhteşem bir his, çocuğunun büyümesine tanıklık etmek, yeni şeyler öğrendiğini görmek, onunla oyunlar oynamak, birlikte gülmek, sarılmak harika. Fakat bazen aynı şeyleri bin kez yaptığında, uyumasını bekleyip uykuya direndiğinde, bir yetişkin sohbetine hasret kaldığında kendini yorgun, bıkkın ve sıkılmış hissedebilirsin. Sınırların zorlanabilir. Anne olsan da insansın.
Emzirmeyi sevmiyorum: Emzirmenin önemini herkes biliyor; ama emzirmek zorunda değilsin, ideal süre emzirmek zorunda da değilsin, ya da emzirmenin keyifli olduğunu düşünmek zorunda da değilsin. Herkesin deneyimi kendine aittir. Emzirmek istesen de emziremeyebilirsin. Başka şartlar elvermediği için emzirememiş de olabilirsin. Kulaklarını tıka. Bebeğin için elinden geleni yapacağına güven. Kendine güven.
Çocuğumu her an eğlendirmiyorum: Sosyal medya çocukları için sürekli aktivite üreten ve birlikte ne kadar eğlendiklerini fazlasıyla gösteren annelerle dolu. Sen her an bir etkinlik üretmediğin için kendini yetersiz hissedebilirsin. Aslında çocukları sürekli eğlendirmemek daha iyi. Oyuncakları, kitapları ve hayal güçleri var. Biraz kendi haline bırakmak yaratıcılıklarını harekete geçirir.
Çocuğum beni utandırıyor: Çocuğun süpermarkette bir şey için tutturup öfke nöbeti geçirdiğinde, ya da başkalarının yanında söylememesi gereken bir şey söylediğinde utanabilirsin. “Ah ben bu işi beceremiyorum” diye düşünebilirsin. Çocuğunun hareketlerini, duygularını, sözlerini kontrol edemezsin. Sadece duygularını dile getirmesine yardımcı olabilirsin, duygularını ifade etmesine izin verebilirsin. Birkaç yıl sonra bu olayları gülerek hatırlama olasılığın çok yüksek.
Ekrana fazla bakıyor: Çocuk yetiştirmedeki en büyük sorun sanırım ekrana ne kadar izin vereceğine karar vermek. Ne kadarı yeterli? Ne kadarı fazla? Buna tabii ki çocuğun gelişimsel sağlığı için dikkat etmek gerekiyor. Ama bazen kendinle kalmak için bu yola başvuruyorsan ve arada biraz sınırı aşarsa kendini yerden yere vurmana gerek yok.
Her başlık için herkes bir “ideal davranış biçimi” düşünebilir. Ama kendine her gün ve her an ideal davranışlar sergileme çıtası koymak hiç gerçekçi değil. Sağlıklı da değil.
Kendini suçlamak hayata nasıl yansır, tamiratı nasıl yapılır konularına yarın değineceğim. Sizi seviyorum sevgili anneler. Bu yazıyı faydalanacağını düşündüğünüz başka annelerle de paylaşmayı lütfen unutmayın.
Bu konuda benimle neler paylaşmak istersiniz?
Aklınıza kendinizi suçlu veya yetersiz hissettiğiniz başka başlıklar geliyor mu?
Bu duygularla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Paylaşırsanız çok sevinirim. İçten sevgilerimle…
Bu yazıyı paylaş