Zehir gibi ceza alacaklar, pişmişe çiğ et takan yandı!

Son dönemde artış gösteren gıda zehirlenmeleri hem halk sağlığını hem de toplumsal güveni tehdit eder hale geldi. Sadece geçtiğimiz hafta, Kocaeli’nin Körfez ilçesindeki bir dönerciden yemek yiyen 648 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelere başvurdu. Bu olay, Türkiye’de toplu zehirlenme vakalarının en büyüklerinden biri olarak kayıtlara geçti. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılında Türkiye genelinde yaklaşık 9 binin üzerinde gıda zehirlenmesi vakası bildirildi. Bu rakam, bir önceki yıla göre yüzde 17’lik bir artışa işaret ediyor. Özellikle artan enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle pek çok işletme ise son kullanma tarihi yaklaşmış ya da uygun koşullarda saklanmamış ürünleri indirimle satışa sunarak maliyetlerini düşürmeye çalışıyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli vatandaşlar için “zehirlenme riski” ile “karın doyurma” arasında bir seçim yapma zorunluluğu doğuruyor. Peki, yediğiniz yemekten dolayı zehirlendiğinizde hem bir tüketici hem de işletme tarafı olarak haklarınızı biliyor musunuz? 

Zehirlenen kişilere tazminat yolu da açık. Ayrıca işletmenin kusurlu olduğunun tespit edilmesi durumunda tüketiciye tazminat ödemesi gerekiyor.

REFORM ŞART

Eğer bir işletme, son kullanma tarihi geçmiş, yanlış koşullarda muhafaza edilmiş ya da hijyen kurallarına aykırı biçimde üretilmiş bir gıdayı tüketiciye sunmuşsa, bu durum ağır kusur olarak değerlendiriliyor. Böyle bir durumda, tazminat miktarı da artıyor ve işletmeler, daha ağır hukuki ve idari yaptırımlarla karşı karşıya kalabiliyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Avukat Sevda Şahin İhsanoğlu ise sadece tazminat davalarının gıda güvenliği sorunlarını çözmeye yetmeyeceğini belirterek, konunun daha derin ve yapısal bir boyut taşıdığını ifade etti. İhsanoğlu, “Eğer gıda üretimi yerlileştirilmezse, halk sağlığı büyük bir tehdit altına girecektir. Türkiye’nin, tarımsal üretimini ve gıda güvenliğini koruyabilmesi için bağımsız politikalar geliştirmesi, çiftçiyi desteklemesi ve yerli üretimi güçlendirecek reformlar yapması gerekiyor” dedi.

MADDİ, MANEVİ TAZMİNAT

Bakanlıklar tarafından firmalara para cezası, ruhsat iptali ya da faaliyet durdurma gibi idari yaptırımların da uygulandığını dile getiren İhsanoğlu, “Gıda zehirlenmesi nedeniyle zarar gören tüketiciler, yasal haklarını kullanarak, zehirlenmeye sebep veren gıda şirketlerinden; maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Öncelikle mağdur kişilerin; bu zehirlenmenin ilgili gıda firmasından kaynaklandığını ispatlaması ve doğrudan bir illiyet bağı kurması gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Uzm. Diyetisyen Dursun: “Tavuk etinin en az 75°C iç sıcaklığa ulaşması güvenli tüketim için şart. Salmonella riski taşıyan gıdalar arasında çiğ tavuk ve hindi eti, çiğ yumurta, pastörize edilmemiş süt ürünleri, az pişmiş kırmızı et ve yıkanmamış sebzeler yer alıyor. Tavuk gibi ürünlerde son kullanma tarihi, ambalaj bütünlüğü ve ürünün soğuk zincirde muhafaza edilip edilmediği mutlaka kontrol edilmeli.”

ZEHİRLENME BELİRTİLERİ NELER?

Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun ise gıda zehirlenmelerinde dikkat edilmesi gereken noktaları paylaştı. Özellikle Salmonella ve Campylobacter gibi bakterilerin, çiğ ya da az pişmiş hayvansal ürünlerde ciddi risk oluşturduğunu belirten Dursun, gıda zehirlenmesinin başlıca nedenleri arasında hızlı üretim süreçleri, yetersiz hijyen koşulları, soğuk zincirin bozulması ve yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte bakteriyel çoğalmanın hızlanmasını gösterdi.

 [email protected]

Kaynak: Web Özel

Başa dön tuşu
daily jili